22 Nisan 2019, 20:58 tarihinde eklendi

Çocuk Kitabı Nedir ve Nasıl Olmalıdır?

Çocuk Kitabı Nedir ve Nasıl Olmalıdır?

                                                                                                                                                                                            Dr. Abdulkadir Turan

Çocuk kitapları konusunda şu soruların cevaplanması gerekiyor:

“Çocuk kitabı”  nedir? Çocuk kitabı denince çocuklara yönelik yazılan kitapları mı yoksa çocuklar tarafından yazılan kitapları mı anlayacağız?

Bir kitap neden çocuklar için yazılısın? Çocuk kitapları sadece dil açısından mı yoksa içerik açısından da mı yetişkin kitaplarından farklı olur?

Eksiksiz bir çocuk kitabı nasıl olur? Bugün elimizde yeteri kadar çocuk kitabı var mıdır?

Geçmişte ve günümüzde çocukların kitap yazması yaygın bir durum olmadığına göre çocuk kitabı hangi yaş grubundakiler tarafından yazılırsa yazılsın çocuklar için yazılan kitaptır.

Çocukluk insan hayatının en hassas dönemidir. İnsanın kişiliğinin yerleştiği, geleceğe yönelik eğilimlerinin şekil bulduğu bir zaman dilimidir. Ayrıca çocukluk, deneyim ve bilgi eksikliğinden dolayı insanın bazı bilgileri kavramakta güçlük çektiği bir çağdır. Bu durum, çocuklara yönelik kitaplar yazmayı gerektirir.

Bir çocuk kitabı, çocukluğun bu iki yönü de dikkate alınarak yazılmış olmalıdır. Çocukluğun bir şekillenme dönemi olduğunun bilinmesi, kitabın içeriği; çocukların bazı konuları yetişkinler kadar kolay anlamayabileceklerinin farkında olunması ise kitabın dili konusunda titiz olmayı gerektirir.

İslam, çocuğa önem vermiş;  çocuğu dine çağrı çabalarının içinde tutmuştur. Peygamberimize(s.a.s.)  ilk inananlardan biri o günlerde henüz çocuk olan Hz. Ali(ra)’dir. Medine döneminde de Enes b. Melik(ra), Abdullah b. Zübeyir(ra), Abdullah b. Abbas(ra) ve Abdullah b. Ömer(ra) örneklerinde olduğu gibi Peygamberimiz(s.a.s.) çocuk eğitimi üzerinde özellikle durmuş. Kendi torunları Hz. Hasan(ra) ve Hz. Hüseyin(ra)’e gösterdiği ilgili ile bu eğitimi daha da somutlaştırmıştır.

Müslümanlar, Peygamberimiz i(s.a.s.) örnek alarak çocuk eğitimi üzerinde genellikle durmuşlar, bu yönde ciddi yatırımlar yapmışlar, bu eğitimi yapacak kişilerin (öğretmenlerin) eğitimini önemsemişler, onlar için ciddi kriterler getirmişler; ama bu eğitimin ana malzemesini oluşturan çocuk kitapları konusunda doyurucu çalışmalar yapmamışlardır.

İmam Gazali gibi birkaç istisna dışında çocuklar için eser yazanlar olmamış. Çocuk eğitimi ne yazık ki daha çok yetişkinlere yönelik kitaplarla yapılmış. Çocuğun eğitim çalışmaları dışında kendi kendine okuyacağı kitaplar ya hiç yazılmamış ya da sözü edilecek bir sayı ve niteliğe ulaşmamıştır. Çocuklar, siyer, sahabe hayatları, menkıbe gibi kolay anlayacakları kitapları bile ancak büyüklerinin bunları okudukları ortamlarda bir köşede oturma şansı bulmasıyla tanımışlardır.

  Müslümanların eğitim yaşını çocukluk döneminde başlatmasıyla çocuk kitaplarına verdikleri önem konusunda bir çelişki içinde olduklarını söylemek mümkündür. Müslümanlar, Peygamberimizi(s.a.s.) örnek alarak çocuk eğitimini çocukluk döneminde başlatmışlar, ama bu eğitimin en önemli malzemesi olan kitap konusunda kayda değer bir çalışma yapmamışlar. Bir bakıma çocuk eğitimini malzemesiz bırakmışlar, ezber yapmışlar veya çok az kitapla yapmışlardır. Belki bilginin ve ilgilerin sınırlı olduğu dönemlerde bu tarz eğitim büyük bir sorun teşkil etmemiştir. Ama bilgi çağında Müslümanları güç durumda bırakmış ve onların çocuklarının kitap ihtiyacını sadece Batılıların yazdıklarıyla karşılamalarına neden olmuştur.

İslam toplumu, bilgiye açık bir toplumudur. Bilgiyi nerede bulursa bulsun yararlı olması koşuluyla almakta bir sakınca görmez. Ancak söz konusu çocuklar olunca daha dikkatli olmak gerekir.  Ne var ki Müslüman kitleler bu dikkati gösterecek bilinç ve imkândan yoksundurlar. Batı’da yazılan ve bazen Hıristiyanlık, bazen Yahudilik, bazen ateizmden izler taşıyan kitaplar olduğu gibi dilimize çevrilmiş ve çocuklara okutulmuştur. Bunu yapmak istemeyen şuurlu Müslümanlar da çocuklarına Müslüman ellerden çıkmış ve İslam bilinci gözetilerek yazılmış kitap bulmakta sıkıntı çekmişlerdir. Bugün önemli bir ilerleme sağlanmasına rağmen çocuk kitapları konusu bizim için sıkıntı olmaya devam ediyor.

Çocuk kitabı, çocuk üzerinde doğrudan bir etki bırakır ve onun geleceğini etkiler; bu durumda geleceğin toplumunun nasıl olmasını istiyorsak çocuklar için seçeceğimiz kitapların o değerleri kazandıracak nitelikte olmasını istemek durumundayız. Örneğin biz gelecekte Hıristiyan kültürü ağırlıklı bir toplum istiyorsak çocuklara Hıristiyan kültürü ağırlıklı kitaplar seçeceğiz, geleceğin toplumunun bireyci, çıkarcı, topluma yönelik hiçbir hedefi olmayan bireylerden oluşmasını istiyorsak çocuklar için bu yönde kitaplar tercih edeceğiz.

Bu zor durum, bizi çoğu zaman Müslüman ellerden çıkmış kitapların niteliği ile ilgili sorunlarla yüz yüze bırakıyor.

Bu konudaki şikâyetler iki yönlüdür:

1.Çocuk kitaplarının diliyle ilgili şikâyetler: Müslümanların genellikle Osmanlı kültürünün etkisiyle kitaplarında Arapça ve Farsça terimlere sıkça yer verdikleri ve bunun bu kitapların anlaşılmasını güçleştirdiği hatta çocukları kitap okumaktan soğuttuğu iddia ediliyor.

Bu şikâyet yerindedir. Ancak her kültürün kendisine ait bir terminolojisinin olduğunu da unutmamak gerekir. Ne yazık ki geçen yüzyılın başında kültür emperyalizmi doğrultusunda, özel bir çabayla Müslümanlarla İslam kültürü terminolojisi arasında kalın bir duvar örülmüş; Müslümanlar kendi terimlerine yabancılaştırılmış, hatta düşman edilmiştir. Kendimizi ve çocuklarımızı bu düşmanlıktan arındırmamız gerekir.

Kimi İslami kitaplarda Arapça ve Farsça terimlerin ifadelerin anlaşılmasını güçleştirecek kadar çok olduğu da doğrudur. Bu konudaki sıkıntı da ancak eğitim öğretimin içinde olan kişilerin (öğretmenlerin) kaleme sarılmasıyla aşılır. Öğretmen çocuğun kendisini anlamasını her zaman gözetlemek zorunda olduğu için kitaplarını ağır bir dille yazamaz.

            Ne var ki çocuk kitabı yazma konusunda genel anlamda bir çekingenlik vardır. Bu çekingenliğin kaynağında iki durum söz konusudur:

            a) Kitap yazma yeteneğine sahip kişilerin çocuklar için kitap yazmayı “çocukça bir iş” olarak görmeleri, dolayısıyla bu alanda kalem oynatmayı kendilerine yedirememeleridir.

            Bu, doğru değildir, çünkü çocuk kitabı yazmak kolay bir iş kabul edilemez.

            b) Çocuk kitabı yazmayı imkânsız denecek kadar zor bir iş olarak görmek. Bu da doğru değil. Çünkü iyi bir çabayla yapılamayacak kadar zor bir iş yoktur.

2. Çocuk kitaplarının içeriği ile ilgili şikâyetler:

Çocuk kitaplarının içeriği ile ilgili şikâyetler genellikle yazarların pedagoji eğitimi almamalarından dolayı, kitaplarda çocuk psikolojisine uygun olmayan ifadelere yer vermelerinden kaynaklanmaktadır. Öğretmen yazarlar arttıkça bu engel aşılacaktır.

Ancak bir sorun daha vardır. O da İslam’ı öğretmeye yönelik kitaplarda yazarların yaklaşım tarzıdır. Bu tarz yaygın olarak kitaplarda tek yönlülüğe yol açmaktadır. Öyle ki kitaplar, hatta yazarlar arasında sıkı bir sınıflandırma bile yapılabilir:

a) Çocukları sadece korkutarak iyiliklere ısındırmaya çalışanlar: Bunlar, hep cehennem ateşinden söz eder. Çocuğu cehennemden korkuttukça kötü amellerden uzaklaştıracağını düşünür.

b) Çocuğu sadece cennet ödülüyle iyiliklere ısındırmaya çalışanlar: Bunlar, cennet üzerinde o kadar durur ki çocuk, cehennemin varlığından bile habersiz hale gelir ve sonradan bu konuda anlatılanları duymak bile istemez.

c) Çocuğu eylemlerin sadece dünyadaki karşılığıyla iyiliklere ısındırıp kötülükten uzaklaştırmaya çalışanlar: Bunlar, “İyilik yapan iyilik bulur; kötülük yapan kötülük görür” öğretisini sadece dünyayla sınırlandırır. Bazı iyiliklerin ve bazı kötülüklerin karşılığının ahirete kalacağına dair inancı adeta yok eder, çocuğun hem sorunlara gerçekçi yaklaşmasını engeller hem de onda ahiret inancının kökleşmesini engeller.

d)Melek, şeytan, mucize gibi kavramlara hiç yer vermeyerek çocuğu adeta materyalist dünya görüşüne yönlendirenler

e) Sadece melek, şeytan, mucize, keramet gibi kavramları öne çıkarıp çocuğu görünen gerçeklerden tamamen uzaklaştıranlar.

Kitap seçme konusunda tek yönlülük aşılamayacak bir durum değildir. Anne baba, çocuğuna okutacağı kitabı önce kendisi okursa çocuğu için bu kitaplardan karma bir liste oluşturabilir. Kitapların tek yönlülüğünü farklı kitapları bir listede birleştirerek aşabilir.

Kitap yazma konusunda bu durumu aşmaya gelince doğrusu farklı yönleri bir kitapta buluşturmak kolay değildir. Ancak bu zorluğa rağmen çocuk kitabı yazmaya çalışanların çocuk eğitiminde önemli bir paya sahip olan masal türü dışında romantizmi bırakmaları ve gerçekçi bir anlayışa yönelmeleri gerekir.

Çocuk kitabı mucize ile olağan olayı birleştirecek kadar gerçekçi olmalı, ahiretin varlığını geleceğin varlığı kadar çocuğun gözünde doğallaştırmalı; ancak çocuğu hayatın günlük gerçeklerinden de uzaklaştırmamalıdır. Daha doğrusu çocuğu mucizeye inandırırken olağan gerçeklerden, ahirete yönlendirirken dünya hayatından koparmamalıdır.

Çocuğa düşünce dikte etmenin imkânsız ve her zaman zararlı olduğunu düşünenlerin mutlak doğru bir iddiada bulundukları söylenemez. Her öğretmen dikte etmenin eğitimin bir parçası olduğunu bilir. Ancak bizim çocuk kitapları konusunda “Ey oğul!” seslenişinin damgasını vurduğu dönemi de aşmamız, o dönemde bu hayırlı işi yapanların yaptığıyla yetinmemiz, ona yenilikler eklememiz gerekir.  

Yenilik mutlaka gereklidir. Ancak yeniliğin bir kök üzerinde oturması gerektiği de unutulmamalıdır. Bunun için yapmamız gereken geçmişi terk değil, geçmişin temelleri üzerine oturmuş yenilikler yapmaktır.   

Bu yeni kitaplar, 

1.Güvenilir kişiler tarafından yazılmış olmalıdır. 

2.Konu bakımından çocuk için yararlı olmalıdır. 

3. Dil bakımından çocuğun düzeyine uygun olmalıdır. 

4. Çocuk için gerekli olmayan bilgiler içermemelidir. 

5. Görsellik bakımından çocuğa uygun olmalıdır. 

6. Çocukta merak ve araştırma duygusu oluşturmalıdır. 

7. İçerik ve dil bakımından çocuğu kitap okumaya teşvik edecek kadar akıcı olmalıdır. 

8. Çocuğun düzeyini korumaya değil, yükseltmeye dönük olmalıdır. 

Milli Şuur Dergisi 2008

 

 

 

                                                                                   

 

 

 

 

   

 

 

 

   

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *